Gebelik
Gebelik planlamak için en uygun zaman nedir? Yaş faktörünün etkileri nelerdir? Tüm merak ettikleriniz için sitemizi inceleyin.
Gebe Kalmadan Önce
1- Gebelik planlamak için en uygun zaman nedir? Yaş faktörünün etkileri nelerdir?
Sürekli ilerleme kaydeden bilimin ışığında, eskiye kıyasla pek çok faktör artık elemine edilmiş gibi görünse de fizyolojik yaşlanma nedenli infertilite hala önümüzdeki en önemli engellerden biridir. Üreme çağındaki kadınlarda, ilerleyen yaşla beraber üreme hücresi olan yumurtanın hem sayı hem de kalitesi azalır. Buna bağlı olarak gebe kalabilme süresi uzar ve sağlıklı bir gebelik geçirme ihtimali de azalır.
Kız bebekler henüz anne karnındaki 5. Aylarında maximum yumurta rezervine sahiptir. Bu rezerv daha anne karnındayken azalmaya başlar ve menapozla birlikte tükenir. Doğurganlığı etkileyen en önemli faktör de bu rezervin azalmasıdır. Fizyolojik olarak her geçen gün bir öncekine kıyasla daha az yumurtaya sahip olduğumuzu söylersek yanılmış olmayız. Bu rezervin kimilerinde 50’li yaşlarda, kimilerinde ise 30’lu yaşlarda tükenebileceğini ve bu tükenme hızının genetik ve çevresel pek çok faktörle ilişkili olduğunu da bilmek gerekir.
Yumurta sayısının yanında ilerleyen yaş ile birlikte yumurta kalitesi de ciddi oranda azalır. Bu durum gebelik elde edilmesinde zorluklara, düşük oranında artışa, doğumsal olarak kusurlu bebek oranında artışa neden olur. İlerleyen yaşla birlikte artan yüksek riskli gebelikler de önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
20’li yaşlarda en yüksek doğurganlık seviyesine ulaşan kadınların 30’lu yaşların sonlarına doğru doğurganlıklarında ciddi bir azalma meydana gelir. Günümüzde çevresel ve genetik pek çok faktörün etkisi ile biyolojik saatin her kadında standart bir hızla ilerlemediğini de bilmek gerekir. Bu nedenle de biyolojik yaşın sınırlayıcı etkisini bilip gebelik planını çok ileri yaşlara ertelememek gerekir.
30’lu yaşlardan itibaren adet düzen ve miktarındaki bozulmalar, ailede erken menapoz hikayesi, sigara kullanımı, aşırı stresli yaşam koşulları gibi durumların varlığında bazı testler yaparak yumurtalık rezerviniz, olası menapoz yaşınız hakkında tahminlerde bulunabiliyoruz. Kritik değerlere ulaştığını gördüğümüz hastalarımıza da ya hızlı bir şekilde gebelik planlamalarını ya da gebeliği ertelemek gereken durumlarda yumurta dondurmalarını önerebiliyoruz.
Erkeklerde sperm üretimi ölene kadar devam etmesine karşın, 50’li yaşlar itibarı ile sperm kalitesi de bozulur. Sigara, alkol kullanımı ve stresinde etkisi ile birlikte erkeklerde de fertilitede ciddi bir azalma meydana gelir.
2- Hamilelik öncesi muayenenin önemi:
Gebelik planlamaya başladınız, neler yapmak gerekir?
Öncelikle her kadının yılda bir kez rutin jinekolojik muayenesini yaptırması gerektiğini bilmemiz gerekir. Ancak gebelik öncesi yapılacak muayene biraz daha kapsamlı ve spesifik bir muayenedir, ve planlı bir gebelikte ilk adımımız olmalıdır.
Kadın doğum doktorunuza gebelik planladığınızı belirterek başvurduğunuzda tıbbi geçmişinize yönelik size bazı sorular sorulacaktır. Ancak bazı durumlarda önemli bazı noktalarda hastanın uyarıcı olup doktora bilgi vermesi faydalı olabilmektedir. Aşağıda ana hatlarıyla belirttiğim noktalara verdiğiniz kritik cevapları özellikle doktorunuza belirtmeniz çok faydalı olacaktır.
- Yaşınız(18 yaş altında veya 35 yaş üstündeki gebelikler barındırdıkları riskler göz önünde bulundurularak özel bir değerlendirmeyi gerektirir.)
- Eşinizin yaşı (İleri baba yaşına bağlı olası riskler değerlendirilmeli)
3.Kan gruplarınız nedir? Eşinizle aranızda kan uyuşmazlığı var mı? (kan uyuşmazlığında kadın RH negatif, erkek RH pozitif olmalıdır)
- Jinekolojik öykü
- İlk adetinizi kaç yaşında gördünüz?
- Son gördüğünüz adetin ilk günü nedir?
- Adet kanamalarınız düzenli mi? Adet kanama miktarınız ve süresi nedir?
- Doğum kontrol yöntemi olarak şu an ne kullanıyorsunuz ve geçmişte neler kullandınız?
- En son ne zaman jinekolojik muayene oldunuz?
- En son ne zaman smear testi yaptırdınız? Daha önceki smear testlerinde bir sorun çıktı mı?
- Siz veya eşiniz cinsel yolla bulaşan bir hastalık geçirdiniz mi?
- HIV (AIDS), HCV, HBV testi yaptırdınız mı?
- Hepatit aşılarınızı yaptırdınız mı?
- Eşiniz ya da size SMA testi yapıldı mı? (27 aralık 2021 den itibaren evlenecek olan çiftlerde taşıyıcılık taraması ücretsiz olarak yapılmakta olup, gebelik planlayan çiftler de bu amaçla aile sağlığı merkezlerinde testlerini yaptırabilmektedir.)
- Daha önceki jinekolojik muayenelerde, rahim ve yumurtalıklarla ilgili bir sorun saptandı mı? Herhangi bir tedavi almanız gerekti mi?
- Kadın hastalıkları ile ilgili bir ameliyat geçirdiniz mi?
- Kadın hastalıkları ile ilgili bir hastalık geçirdiniz mi?
- Korunmayı bıraktınız mı? Düzenli ilişkiye rağmen ne kadar süredir gebelik gerçekleşmiyor?
- Doğum öyküsü
- Daha önce gebeliğiniz oldu mu? Doğum şekli neydi? Sezeryan ise sebebi neydi ve herhangi bir komplikasyon yaşandı mı?
- Daha önce düşüğünüz oldu mu? Evetse kaç haftalıktı? Küretaj yapılması gerekti mi? İşlem sonrası tıbbi sorun yaşadınız mı? Etyolojisinin belirlenmesine yönelik bir araştırma yapıldı mı?
- Hiç biyokimyasal gebelik yaşadınız mı?
- Daha önce isteğe bağlı kürtajınız oldu mu? Olduysa kaç haftalıktı? İşlem sonrası tıbbi sorun yaşadınız mı?
- Daha önce dış gebelik geçirdiniz mi? Geçirdiyseniz kaç haftalıktı? Nasıl tedavi edildi?
- Yaşayan çocukların doğum tarihi, kaç haftalık doğduğu, doğum şekli, cinsiyeti, doğum kilosu nedir?
- Daha önceki gebeliklerde sorun yaşadınız mı? (Gebelik diyabeti, gebelik tansiyonu, gebelik zehirlenmesi, gebelik kolestazı, erken doğum, geç doğum, gelişme geriliği, doğum sonrası kanamanın durmaması, bebeğin eşinde yapışma anormallikleri vs.)
- Gebelikte veya doğum sonunda depresyon geçirdiniz mi? Tedavi aldınız mı? Psikolojik destek aldınız mı?
- Doğum sonrası, lohusalık döneminde bir sorun yaşadınız mı?
- Tıbbi özgeçmiş
- Bilinen bir hastalığınız, sürekli kullandığınız bir ilaç var mı? (Diyabet, hipertansiyon, sara, guatr, kalp, böbrek, karaciğer hastalığı, astım, pıhtılaşma hastalığı, kanser, romatizmal hastalık vs.)
- Daha önce hiç hastaneye yattınız mı?
- Daha önce hiç ameliyat geçirdiniz mi? Ne zaman? Neden? Hangi anestezi uygulandı? Komplikasyon oldu mu?
- Daha önce kan nakli aldınız mı?
- Şu anda tedavi altında olan bir hastalığınız var mı?
- Son zamanlarda herhangi bir enfeksiyon geçirdiniz mi?
- Ailenizde, hepatit B ya da tüberküloz hastalığı olan ya da taşıyıcısı olan var mı?
- Ailenizde, bilinen bir hastalığı olan var mı? (Diyabet, hipertansiyon, sara, guatr, kalp, böbrek, karaciğer hastalığı, astım, pıhtılaşma hastalığı, kanser, romatizmal hastalık vs.)
- İlaçlar ve alerjiler
- Devamlı kullandığınız, doktor reçetesiyle aldığınız bir ilaç var mı? (Muayeneye gelirken kutusunu ya da prospektüsünü getirin.)
- Devamlı kullandığınız bitkisel ilaç, besin takviyesi, vitamin gibi bir ilaç var mı? (Muayeneye gelirken kutusunu ya da prospektüsünü getirin.)
- Folik asit ya da multivitamin alıyor musunuz?
- Bildiğiniz herhangi bir ilaç alerjiniz var mı?
- Bildiğiniz başka bir alerjiniz var mı? İlaç kullanıyor musunuz?
- Bağışıklık geçmişi(Varsa aşılama belgesini getiriniz.)
- Suçiçeği geçirdiniz mi ya da aşısı ne zaman yapıldı?
- Kızamıkçık geçirdiniz mi ya da aşısı ne zaman yapıldı?
- Kızamık geçirdiniz mi ya da aşısı ne zaman yapıldı?
- Hepatit B aşınız var mı?
- HPV aşısı oldunuz mu?
- En son tetanoz aşısını ne zaman oldunuz?
- Bu sene grip aşısı yaptırdınız mı?
- Yurtdışı Seyahat geçmişiniz ya da yakın zamanlı planınız var mı? (özellikle endemik ülkelere)
- Duygusal ve ruhsal geçmiş
- Daha önce psikiyatrik bir rahatsızlık yaşadınız mı? (Depresyon, yeme bozukluğu gibi.)
- Bilinen bir psikiyatrik rahatsızlığınız var mı? Tedavi alıyor musunuz?
- Yaşam tarzı
- Sigara, elektronik sigara ya da diğer tütün ürünleri tüketiyor musunuz? Yoğun olarak içilen bir ortamda bulunmanız gerekiyor mu?
- Alkol kullanıyor musunuz? Miktar ve sıklığı nedir?
- Kahve gibi kafeinli içecekleri günlük tüketme miktarınız nedir?
- Düzenli diş kontrollerinizi yaptırıyor musunuz?
- Spor yapar mısınız? Hangi sporu ne sıklıkla yaprsınız?
- Sağlıklı kilonuzda mısınız? Kilo kontrolü sorunu yaşıyor musunuz? Özellikli bir diyet, beslenme programı ya da besin kısıtlaması uyguluyor musunuz?
- Balık tüketiyor musunuz? Ne sıklıkla?
- Pişmemiş et tüketiyor musunuz? (Çiğköfte, Uzakdoğu mutfağı vs.)
- Evcil havyan besliyor musunuz?
- Bahçe, toprak işleriyle uğraşıyor musunuz?
- Mesleğiniz nedir?
- Küçük çocuklarla çalışıyor musunuz?
- Siz veya eşiniz, boya, çözücü madde, böcek ilaçları, kimyasal ajanlar, radyasyon, kurşun, cıva içeren bir işte çalışıyor musunuz?
Sizin veya eşinizin, seramik gibi kimyasallar içeren hobileriniz var mı?
- Genetik sorgulama
- Etnik kökeniniz nedir? (Bazı etnik gruplar özel genetik hastalıklar açısından taşıyıcı olabilir))
- Eşinizle aranızda akrabalık var mı?
- Sizin veya eşinizin ailesinde aşağıdaki hastalıklara sahip bir birey ya da bu hastalıklarla doğmuş çocuk var mı?
- Doğumsal sakatlıklar (Kalp hastalığı, beyin tümörü, doğumsal böbrek hastalıkları, damar anormallikleri, nöral tüp defekti vs.)
- Down sendromu veya diğer kromozomal bozukluklar
- Nedeni belli olmayan zekâ geriliği
- Gelişme geriliği
- Otizm
- Kas hastalıkları
- Tekrarlayan düşükleriniz oldu mu ya da ölü doğum yaptınız mı?
- Kalıtsal bir hastalığınız ya da taşıyıcılığınız var mı? (Akdeniz anemisi, talesemi vs.)
- Daha önce hiç genetik danışma aldınız mı ve bilinen bir genetik hastalığınız var mı? (Fenilketonüri, kistik fibrozis, Tay Sachs, kas hastalığı, metabolizmal hastalık gibi.)
3-Yumurtlama günü hesaplama
Yumurtlama tarihi düzenli adet gören kadınlarda birkaç günlük sapmalarla saptanabilirken adetleri düzensiz olan kadınlarda tahmin etmek mümkün olmayacaktır. Bu durum hem korunma amaçlı kullanımda, hem de gebelik planlarken sıkıntılara yol açacaktır.
Bazı fizyolojik belirteçler kullanılarak yumurtlama tahmini yapılabilir. Ancak bu belirteçler her kadında saptanmayabilir veya her döngüde aynı netlikte gözlenemeyebilir. Bu fizyolojik değişiklikler; vajinal akıntının yapışkan, koyu ve kıvamlı bir hal alması, özellikle tek taraflı kasık ağrısı, vücut sıcaklığının yükselmesidir.
Takvim yöntemi de düzenli adet gören bir kadında kullanılabilecek bir yöntemdir. Düzenli adet görüyorsanız, hesapladığınız bir sonraki adetiniz başlangıç gününden 14 gün geri saymanız gerekir. Örneğin; 28 günde bir adet gören bir kadında; 14. gün olası yumurtlama günüyken; 30 günde bir adet gören bir kadında, 16. gün olası yumurtlama günüdür. Diyelim ki bir sonraki adetinizi 28 temmuzda bekliyorsunuz 14 gün geriye saydığınızda, 14 temmuz muhtemel yumurtlama gününüz olacaktır.
İlişki sonrası sperm kadın genital sisteminde 72 saat canlı kalabilir. Yumurta ise 24 saatlik bir ömre sahiptir. Bu nedenle de tahmini yumurtlama tarihinizin 3 gün öncesi ile bir gün sonrası gebelik ihtimalinin en yüksek olduğu dönemdir.
Yumurtlama günü özellikle adet düzensizliği olan kadınlarda bazı testler yardımı ile daha güvenilir bir şekilde saptanabilir. Bunlardan biri vücut sıcaklığı ölçümüdür. Yumurtlama ile birlikte vücutta artan progesteron hormonu vücut sıcaklığını yaklaşık 1 °C arrtıracağından tahmini yumurtlama tarihi de saptanabilir.
Eczanelerde satılan LH-kit testleri de yumurtlamanın gösterilmesi ve o dönemlerde ilişkiye girilebilmesi açısından oldukça önemli testlerdir. LH hormonu yumurtlamadan 36 saat önce kanda çok yüksek seviyelere çıkar ve idrarda saptanabilir düzeye gelir, böylece bu testler sayesinde yumurtlama tarihi belirlenebilir ve gebelik istiyor isek ilişkiye girilebilir, ya da korunma amaçlı ilişkiden uzak durulabilir.
Günümüzde akıllı telefonlara indirilebilen uygulamalar da yumurtlama günü takibinde kullanılabilmektedir. Kayıt altına aldığımız adet tarihi ve süresi geriye dönük adet döngümüzde meydana gelen aksamaları da görmemizi sağlamaktadır.
Yumurtlama zamanı ultrasonografi ile yumurta boyutu takip edilerek de belirlenebilir. Bu yöntemde özellikle aşılama ve yumurta toplama işlemi yapılacak hastalarda tercih edilir.
4-Gebelik nasıl oluşur?
Henüz anne karnındayken oluşan yumurtalarımız, her ay 5-6 folikülün (yumurta ve yumurtayı çevreleyen hormon üreten hücrelerden oluşur) gelişmeye başlaması ve bunlardan birinin seçilip, öne çıkması ve çatlaması ile yumurtalıktan atılır. Buna yumurtlama adı verilir. Her ay ya sağ ya da sol yumurtalıktan yumurtlama olur, çok nadiren her iki yumurtalıktan yumurtlama olabilir ve bunlar iki ayrı sperm tarafından döllenirse çift yumurta ikizleri meydana gelir. Boşluğa atılan yumurta tüplerin ucu süpürgeye benzeyen fimbriya adı verilen kısımları tarafından yakalanır ve tüp içerisinde ilerlemeye başlar. Tüpün en geniş kısmına ulaştığında, bir sperm ile karşılaşırsa döllenme tam olarak bu bölgede gerçekleşir. Sperm ise vajinada başlayıp tüm kadın genital sistemini dolaştığı zorlu bir yoldan tüplere ulaşmalıdır. Bu karşılaşma yumurtlamadan sonraki birkaç saat içerisinde gerçekleşmeli ve sperm yumurtanın dışını kaplayan sert katmanı delip içeri girebilmelidir. Erkek meni sıvısında bulunan milyonlarca spermden yalnızca bir tanesi yumurtanın içerisine girebilecektir. Fizyolojik bir katman ikinci bir spermin geçişine izin vermeyecektir. Spermin yumurta içine girebilmesi yaklaşık 20 dakika, genetik materyallerinin birleşmesi ise 10-30 saat alacaktır. Yumurtadan gelen 23, spermden gelen 23 kromozom birleşir ve oluşacak olan embriyonun 46 kromozomunu tamamlarlar. insan bedeninin tanımlanmış en küçük, ilk hücresi olan zigot adını verdiğimiz tek hücreli embriyosu oluşmuş olur. Anneden gelen X kromozomu babadan gelecek olan kromozoma bağlı olarak erkek ya da kız embriyo olarak gelişecektir. (sperm Y kromozomu taşıyorsa erkek, X kromozomu taşıyorsa kız çocuk meydana gelecektirJ Kromozomlar, her birimizin ilkel birer kopyası ve bilgi depolama merkezidir. Tüm genetik özelliklerimiz bu genetik materyalde saklıdır. Yaklaşık 30 saat sonra zigot birtakım bölünmeler gerçekleştirip, kendisinin kopyasını yapar. Mitoz bölünmeler ile 4-8-16-32 hücreli hale gelen zigotta, çok çok hızlı bir DNA kopyalanması başlamıştır. Zigot bir yandan büyürken bir yandan da tüpün içindeki tüğcüklerin süpürme ve kasılma hareketleri ile tüpten rahime doğru taşınmaya başlar. Bu taşınma sırasında meydana gelecek bir duraklama, ya da önüne çıkacak bir engel dış gebeliklere sebep olabilmektedir. Döllenmeden yaklaşık 4 gün sonra sayısız kopyasını yapmış olan hücre topu (morula) şeklindeki embriyo artık tutunacağı rahime ulaşmıştır. Tutunma işlemi salgı bezleri arasında uygun bir alana yapışma ve gömülme şeklinde olur, yaklaşık 12 günde tamamlanır. Bu arada özel enzimler salgılayarak kendisine yeni kanallar açar ve anne dolaşımından ihtiyacı olan besinleri alabilecek özelleşmiş bir sistem kurar. Erken embriyoda yolc sac adı verilen cok damarlı ve besinsel olarak zengin yapı plasenta oluşuncaya kadar hem embriyonun besin ihtiyacını karşılar hem de sonrasında fetusun sindirim sistemine farklılaşır. 6-8 hafta civarında plasenta oluşup görevi devralıncaya kadar embriyonun beslenmesi yolc sac tarafından anne ile ilkel bir bağlantı şeklinde olur. Rahim iç tabakasına yerleşen embriyoda yaklaşık 10 gün sonra kalp atışı başlar.
Gebelikte anne ile bebek arasında besin alış verişini sağlayan en önemli organ ise şüphesiz ki plasentadır. Plasenta madde alışverişini kan yolu ile sağlamaktaysa da özelleşmiş bariyer sistemi sayesinde anne ve bebeğin kanı hiçbir zaman karşı karşıya gelmez. Böylece anne bağışıklık sisteminin bebeği yabancı olarak algılamasının da önüne geçilmiş olur. Plasenta yolu ile anne kanındaki besinler, oksijen ve su göbek kordonu yolu ile fetusa geçerken, fetal karbondioksit ve atık maddeler de aynı yoldan anneye transfer edilerek atılır. Plasenta aynı zamanda gebeliğin devamı için mühim olan pek çok hormonun da salgılandığı bir organ görevi görür.
Göbek kordonu ise fetus-plasenta-anne arsında iletişimi sağlayan, 3 adet damardan oluşan bir yapıdır. Doğum esnasında bebeğin kordonundan alınan kan yüksek oranda kök hücre içermesi nedeni ile saklanıp depolanabilmektedir.
5-Hamile miyim?
6-Hamileyim, peki şimdi ne yapmalıyım?
7-Kaç haftalık hamileyim?
8-Doğumum ne zaman?
9-Bebeğin boy ve kilo hesabı nasıl yapılır?